Fotoğraf Hakkında
Fotoğrafçı öyküsünü kurmaya yönelince, kendine özgü bir dünya kurar. Ben de kendi evimden, köyümden başladım yolculuğuma. Neyi-nasıl çekmek istediğimi bilerek ve düşünerek anlatmaya devam ediyorum. Her çektiğim fotoğraf karesinde kendimden bir dokunuş, bir bakış, bir iz vardır. Fellini’nin “ben hep aynı filmi yönettim” dediği gibi ben de aslında hep aynı fotoğrafı çektim.
Fotoğraf aynı zamanda teknik bir olay. Ama ben teknik kısmının çok önemli olmadığını düşünüyorum. Teknikten öte fotoğraf bir şeyler söylemeli, bir anlamı, bir ruhu olmalı. Tabi ki estetik kaygıları da gözetilerek.
Çalışmalarımda oradaki yaşanmışlığı, zaman-insan-mekân ilişkisini, ışığın süzgecinden geçirerek, içinden geldiğim toplumsal kültüre, fotografik bir dille tanıklık etmeye çalışıyorum. Belgesel çalışmayı benimseyen birisi olarak, böyle anlatmayı tercih ediyorum. Analog çalışma döneminden gelen biri olarak daha sahici bulduğum, siyah beyaz fotoğrafın büyüsüne kapılarak yapıyorum. Karanlıkları aydınlatmak umuduyla, her seferinde ışık daha çok ışık bulmak amacıyla basıyorum deklanşöre.
Diğer disiplinlere göre fotoğrafı, daha doğal ve cesur buluyorum. Fotoğraf soyunmuş olarak, bütün çıplaklığı ile karşınızda durur. Neysem, oyum der. Bu kadar karmaşanın, kirliliğin, acının içinde fotoğraf, yeni şeyler söylemeli. Saf ve duru olmalı. Geçmişi unutturmamalı, çağa tanıklık etmeli, daha doğrusu insana ne olduğunu göstermeli, insanın yüzüne ayna tutup, kendine ne yaptığına bak demeli.
2016
A.Kadir Ekinci